İnsan neden yazar?Neden yazmak ister? Soruların ardı arkası kesilmezken yazmaya bir yerden başlamak gerek diye düşünüyorum. Yazmak, insanı insan yapan belki de en önemli olgudur. Derdini insan yazınca rahatlar. Peki yazmak isteyip de çekindiği biri varsa kime yazar, kime söyler. Hayatta hep değer verilip hiç değer alamadıysa kime ne anlatabilir? Kimseye söylemediği dertlerini ancak hiç tanımadığı gönül dostlarına yazarak anlatabilir. Her şey yazıyla başlar. Savaşlar da, barışlar da sevişmeler de....
Yazmaya dair, en güzel örneği; yakın geçmişte edebiyatımızın durum hikayeciliğinde önemli bir yer tutan Sait Faik Abasıyanık'ın paylaştığı anekdottan öğreniyoruz. Bir gün Sait Faik bu konuyla ilgili şöyle anlatıyor "söz vermiştim kendi kendime: yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da hırstan başka ne idi ? burada namuslu insanlar arasında sakin ölümü bekleyecektim. hırs hiddet neme gerekti? yapamadım. koştum tütüncüye, kağıt kalem aldım oturdum. ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım."
Yazımızın, söylencemizin başlığını, yazmaya dair ,sevdaya dair ve sana dair olarak söylemiştik. Yazmaya dair, bir şeyler yazmaya çalıştık.
SEVDAYA DAİR...
Biraz da sevdaya, sevgiye ve seviye dair konuşalım isterseniz,sevda nedir veya "sevgi nedir? "diye sorsam size her birimizin aklında farklı imgeler belirecek. Kimimizin aklında Sevda adında güzel biri,kimimizin aklında Sevgi adında eski bir sevdiği veya kimimizin aklında içinde ukde kalan sevdiğini anlatamadığı ve aklindan çıkaramadığı bir sevdiği veya uzaktan uzağa hoşlandığı biri gelecek. Her birimizin hayat dünyasi, algı dünyasi ve düşünceleri birbirinden farklı. Sevdaya dair söylenecek ne de çok şey var. Belki de saygı bekleyip saygısızı sevmektir saygı, veya sevgi bekleyip en sevgisiz insana "sevgili"demektir sevgi. Sevgi'nin anlatılamadığı, anlaşılamadığı ve hoş karşılanamadığı bir çağdayız. En azından ben kimi sevdiysem, beceremedim sevgimi mi anlatamadım yoksa kaybetme korkusuyla içindekileri mi söyleyemedim bilmiyorum. Senin gözlerine bakarken utandığının başkası tarafından gururunun kırılmasıdır sevda. O senin sevdiğini bile bilmezken senin, onun uğrunda yapamayacağın şeyin olmamasıdır. Sevdaya dair son güzel sözlere ise Türkçe'nin en duru halinden ,Yunus Emre'den öğreniyoruz "Sevelim, sevilelim, dünyaya kimseye kalmaz! " dünyaya kimseye kalmaz ama umarım Yunus'un dediği gibi sevdiğimiz için de seviliriz.
SANA DAİR....
Sen ,sana dair söylenecek en güzel şeysin. Sana dair, dilde yetersiz gelen kelimelerle birkaç bir sey yazmak isterim. Belki yokluklar içersindesin, belki belkiler içerinden bir belki arıyorsun, ya da istemediğin kesinlik içerisinde bir belki dediğin bir şey. Hayat sana ne sundu, bilmiyorum ama hayatın sundukları ve senin sandıkların arasında geçiyor hayat. Sana dair, bolca tekrara düştüğüm bir yazı oldu ama sana dair şunları söylemek istiyorum; Sana senin okumadığın,
seni anlatan,
sensizliği anlatan ,senden şiirler yazdım biraz sen,
biraz geceydi ama hep sendin, biraz sözlerin ama hep gözlerindi.biraz yüzün göremediğim hüznümdü
Biraz şiir ama hep heceydi.....
0 Yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz kısa bir süre sonra onaylanacaktır. Yapılan yorumun sorumluluğunu Webmgon kabul etmez.