Sosyal Medya ve Kültür İlişkisindeki Gelişim
kültür, bir toplumun olmazsa olmazı olarak nitelendirilen ve Zengin olduğu kadarıyla toplumun gelişmişliğini gösteren bir araç. Aynı şekilde sosyal medyayı da değerlendirmek mümkün. Son yıllarda ülkelerin sosyal medyadaki aktifliği ve aktiviteleri ülkenin gelişmişliğini gösteriyor. En önemlisi de sosyal medya araçlarını elinde tutan ülkeler, geleneksel değerlerini diğer toplumlara çok kolay bir şekilde aktarabiliyor. Sosyal medya araçlarının büyük bir kısmının ortaya çıktı Amerika Birleşik Devletleri, kendi kültürünü diğer ülke insanlarına kolay bir şekilde empoze edebiliyor. Durum her ne kadar böyle olsa da bazı ülkeler ise sosyal medyanın gücünden faydalanarak, kendi kültürlerini sosyal medya araçlarının ellerinde olmamasına rağmen yaygınlaştırılmasını sağlayabiliyor. "K-Kop" müzik türü bunun en büyük örneği olabilir. Zira bu müzik türü, Güney Kore'de ortaya çıkmış ve milyonlarca kişiyi peşinde sürüklemiştir. Dolayısıyla Güney Kore kültürü hiç olmadığı kadar son zamanlarda popüler olmasıyla dikkat çekiyor. Sosyal medyanın kültür üzerine etkisi ele alındığında, hem olumlu hem de olumsuz taraflar dikkat çekmekte. öte yandan sosyal medya ile birlikte öne çıkan kültürlerin yozlaşması ile birlikte sosyal medyaya özgü bir kültür oluştuğu da söylenebilir. Tüm bunları tek tek ele alınıp sosyal medyanın kültür üzerine etkisi ve sosyal medya ile kültür arasındaki ilişki irdelenecektir.
Kültürler Arası Etkileşim
Henüz sosyal medyanın olmadığı ve yaygınlaşmadığı dönemlerde radyo, televizyon, gazete ve benzeri iletişim araçları ile birlikte kültürler arasında bir etkileşim söz konusu olabilirken öncesi ise oldukça farklıydı. Bir toplumun kültürü, yazımsal eserlerle aktarılırken, günümüze göre bir yavaşlık söz konusuydu. Tabii sadece yazılı eserler ile kültürün aktarması söz konusu değildi. Görsel sanatların etkisi de oldukça fazlaydı. Öte yandan başka toplumların kültüründen etkilenme yapılan geziler ve ziyaretlerle de pek şişmiştir. Örneğin Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde gerek padişahlar, gerekse aydınların Avrupa'ya yaptıkları ziyaretler sonucu toplum kültüründe gözle görülür değişiklikler olmuştur. Batılılaşma çerçevesi kapsamında, Cumhuriyetin ilk dönemlerinde de bunları görmek mümkün. Medyanın çok yaygın olmadığı, sosyal medyanın hiç akla hayale gelmediği bir dönemde kültürün aktarımı ve kültürün etkisi yavaş seyretmiştir. acaba o dönemlerde, sosyal medya yaygın olsaydı ne gibi değişimler ve farklılıklar olurdu? diye insan düşünmeden edemiyor açıkçası. Tabii sosyal medya kadar olmasa da televizyonların yaygınlaşması ile birlikte medya ve kültürün ilişkisi gündeme gelmeye başladı. Zira televizyon çok geniş kitlelere ulaşabildiğinden dolayı kültürler üzerindeki etkisi de çok ciddi bir şekilde fark edilmeye başlandı. Diğer yandan iletişim araçlarının da beraberinde gelişmesi, kültürler arası etkileşimin hızlanmasına neden oldu. Hatta öyle ki dünya küçük bir köy olarak görülmeye başlandı. Bununla beraber, gelişmiş ve güçlü ülkeler kendi kültürlerinin yaygınlaşmasını istedi. Bunun için ise medyayı kullanarak kültürlerini diğer toplumlara empoze etmeye çalıştı. Bir ölçüde bu konuda başarılı olduklarını söylemek mümkün. Gelişmekte olan ülkeler sosyal medyanın ortaya çıkacağı yıllara yakın medyanın gücünü görüp bu güçten faydalanarak kendi kültürlerini aktarmada ve kültürlerini yakın olan toplumlara empoze etmeye çalışma da çeşitli yollar izlese de geç kaidıkları aşikar. Çünkü medya bakımından güçlü olan ülkeler, kültürlerini önemli derecede başka toplumlara aktarmada başarılı olmuşlardı. Fakat sosyal medyanın ortaya çıkması bazı planda olmayan gelişmelere neden oldu.
Sosyal Medya Kültürü Nasıl Etkiledi?
internetin ortaya çıkış amacını pek çoğumuz bilir. Fakat günümüzdeki internetin kullanım amacı oldukça farklı. Toplumların pek çok alanda hayatını kolaylaştıran internet, bazı değişimlere de neden oluyor. Bu değişimlerden en çok etkilenen şeylerin başında kültür gelmekte. Kültürün aktarılması, kültürün etkileşimi ve değişmesine neden olarak interneti göstersek de Aslında internetin gelişmesiyle beraber ortaya çıkan sosyal medya, bu değişikliğe ön ayak oldu. Peki sosyal medya nedir? Aslında pek çok kişi bu sorunun cevabını çok rahat bir şekilde açıklıyabileceğini sanarken, üzerine düşündüğü zaman zorlandığını fark ediyor. Oysa yapılan araştırmalara göre sosyal medyada yaklaşık 8 saat zaman geçiriyoruz. Bu denli aktif kullandığımız bir aracın tanımını yapmak zor olmaması gerek. Kültür ile yakından ilişkili olan, kültürünü etkileyen sosyal medyanın temeli aslında Web 2.0'a dayanıyor. Sosyal medyanın tanımına baktığınızda, Web 2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. Ayrıca sosyal medya; kişilerin İnternet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımların bütünü olduğunu görürüz. Bu tanımdan yola çıkarak sosyal medyanın paylaşımlardan oluştuğu ve böylece bir bütün olarak karşımıza çıktığı görülür. Bu paylaşımları ise kültürden faydalanılarak yapılır. Yani kişiler, İçerisinde bulunduğu toplumun kültüründen birer parça paylaşarak sosyal medyayı oluşturmakta. Sosyal medya platformları sayesinde, paylaşımlar sadece paylaşılan coğrafyada kalmaksızın hiç ummadık yerlerde hiç ummadık İnsanların karşısına çıkabiliyor. Durum böyle olunca kültürler arası bir etkileşim yaşanır. Söz konusu etkileşim ise çok hızlıdır ilerler ve çok hızlı yerine ulaşır.
Bazı hakim kültürler medyada olduğu gibi sosyal medyada da öne çıkmayı başarmıştır. Örneğin İngilizce'nin ana dil olarak konuşulduğu ülkeler tüm sosyal medya platformlarında kolayca kültürlerini aktarmayı başarmıştır. ilerleyen kısımlarda sosyal medyanın kültür üzerine olumsuz etkilerinden söz edecek olsak bile sosyal medyanın olumlu kültür üzerine etkileri de yok değil. Geleneksel medyada kültürlerini aktarmada dezavantajlı olan toplumlar, sosyal medya sayesinde öne çıkmayı başarmıştır. Bununla beraber bazı etnisiteler ise sosyal medya gücü ile birlikte kültürlerini paylaşmakta, aktarmada hiç ummadıkları bir ivme kazanmışlardır. Bu da, diğer etnik grupların öne çıkması için bir kıvılcım yaratmıştır. Yani sosyal medya gücü sayesinde belki de hiçbir zaman denk gelmeyeceğimiz çok zengin kültürlerin sahnelenmesine şahit oluruz. Sosyal medyanın olumlu yönlerini konuşmak ve tartışmak mümkün. Ancak olumsuz yönler oldukça dikkat çekiyor. Ve buna rağmen aslında sosyal medya uzun bir süre yaygın olmasına karşın, hala sosyal medya ve kültür ilişkisi daha istenilen kadar irdelenmiştir. Özellikle son yıllarda sosyal medyanın kültür üzerindeki etkileri toplumun her kesiminde dikkat çekici bir şekilde hissedilmeye başlandı. Bu durum özellikle yaşça büyük olan bireylerin daha çok odağında. Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi sosyal medyanın kendine ait bir kültürü bile oluşmuş durumda iken, toplumların öz kültürleri çok hızlı bir şekilde sosyal medya nedeniyle ciddi değişimlere gebe.
Sosyal Medyanın Kültür Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Sosyal medya kültür üzerindeki pek çok olumsuz etkisinden söz etmek mümkün. Sosyal medya ile birlikte kültürü etkilenmeyen neredeyse hiçbir toplum yoktur. Tabii bu, sosyal medyanın çok az kullanıldığı, internetin gelişmediği toplumlar için pek geçerli bir durum değil. Ancak diğer tüm toplumlar, ister sosyal medyada güçlü olsun ister güçlü olmasın olumsuz yönde payına düşeni almıştır. Yani gelişmekte olan ve gelişmiş güçlü ülkeler, gelişmemiş ülkeler farketmeksizin herkes sosyal medyanın olumsuz yönünden payına düşeni aldığını söylemek hiç de yanlış olmaz. Yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi sosyal medya ile birlikte hiç olmayan çeşitli kültürler meydana gelmiştir. Buna. internet kültürü, sosyal medya kültürü ya da sanal kültür, dijital kültür gibi isimleriverilmiştir. Öyle ki bazı sosyal medya platformlarının kendine özgü kültürleri bile oluşmuştur. Örneğin literatüre bile girmiş olan "Twitter kültürü" ya da sözlük kültürü ile forum kültürü hiç de yabancı olmadığımız kavramlar. durum böyle iken, Yani her platformun kendine has kültürü oluşmuşken bunun toplumların genel özelliklerini taşıyan kültür üzerindeki olumsuz etkisi gözle görülür şekilde fark edilir.
Sosyal medyanın kültür üzerindeki olumsuz etkilerine baktığımız zaman, ülkeden ülkeye göre değişikliklerin göze çarptığını fark ederiz. Bizde bazı ülkeleri örnek vererek bu durumu açıklamaya çalışacağız. örnek lerimizi Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Güney Kore üzerinden sürdüreceğiz. Ülkemizde sosyal medyanın kültür üzerindeki olumsuz etkilerine baktığımız zaman ciddi sonuçlar dikkatimizi çeker. Türkçe üzerindeki olumsuz etkiler ile birlikte, kültürün yanlış yansıtılması ya da eksik yansıtılması gibi durumlar ortaya çıkar. İnternetin varlığından bu yana dilbilimciler veya dil konusunda muhafazakar tutum sergileyen pek çok kişi, internetten ya da sosyal medyanın Türkçe diline çok zarar verdiğini belirtir. Kültürün önemli bir parçası olan dil üzerindeki bu olumsuz etki ile birlikte kültür önemli derecede etkilenir. Sosyal medyadan dil üzerindeki etkilerine baktığımız zaman en önemli şeyin Türkçe kelimelerin kısaltılarak kullanılmasını görürüz. Örneğin selam yerine "slm" merhabanın "mrb" yazılması ya da günaydının "gnydn" şeklinde yazılmaaı dikkat çeker. Tabii bunun yanı sıra İngilizce veya başka dillerden geçen kısaltmalar veya kelimeler de göze çarpıyor. Örneğin: tamam yerine "ok" güzel yerine "nice" denilmesi ya da yazdırmak yerine "printettim" denmesi gibi. Bu durum sadece sosyal medya veya İnternet ortamında kalmaması ve günlük hayatta toplumun kullandığı dilin bir parçası olması, sosyal medyanın kültür üzerindeki en büyük olumsuzluklarından biri sayılır. Her ne kadar bazı kesimler sosyal medya dili ayrıdır, toplumu etkilemez görüşünde olsa bile çeşitli değişiklikleri toplumda fark etmek çok da zor bir durum değildir.
Sosyal medya kültür ilişkisinde ortaya çıkan bir başka olumsuzluk ise müzik kültürünün yozlaşması. Müziğin evrensel oluşu hepimizce kabul edilen bir gerçek. Fakat bazı kültürlere özgü olan müzik türlerinin sosyal medyanın etkin olmasından dolayı çok sık insanların karşısına bu müzik türlerinin çıkarılmasından ötürü toplumların özgün müzik kültürü olumsuz etkilenmeye başlıyor. Bu da sosyal medyada yaygın olan bazı müzik türlerinin diğer müzik türlerine karşı baskın gelmesi ile birlikte, müzikte zenginlik ve çeşitliliğin etkilenmesine neden olur. Öte yandan sosyal medyada İroni veya mizah amacıyla bazı deyim, atasözleri ya da şiirlerin değişime uğratılması ya da erozyona uğraması nedeniyle yine edebi yönden de olumsuzluklar ortaya çıkar. Sosyal medyanın özgür olması ve denetimin olmaması dolayısıyla bu Erozyon hızlı bir şekilde gerçekleşir. Medya kültür ilişkisinde olumsuzluklar daha önce belirtmiş olduğumuz gibi yaşanmakta. Fakat sosyal medyada daha çok yaşandığı bir gerçek. Örneğin ülkemizde "Türk Malı" isimli bir dizi yakın geçmişte yayınlandı. Dizide Abiye isimli karakterin Türkçe kelimeleri yanlış kullanması veya yeni kelimeler türetmesi nedeniyle Radyo Televizyon ve Üst Kurulu, Türkçe diline zarar verdiği gerekçesi ile diziyi yayından kaldırdı. Ancak buna benzer çeşitli örnekler çok daha sert bir biçimde sosyal medyada gerçekleştiği halde bunun önüne geçilmemektedir. Sosyal medyanın denetim altına alınması, yasaklanması veya kontrol edilmesi günümüz teknolojisi nedeniyle güç. Ki denetimin gerçekleşmesi veya sosyal medyanın kontrol altına alınması insanların sanal ortamdaki özgürlüğünü kısıtlar, aynı zamanda sansüre neden olabileceği yine bir gerçek. Peki sosyal medyanın bu olumsuz etkileri nasıl azaltılabilir? Sosyal medya kullanıcıları özellikle gençlerin dil ve kültür konusunda bilinçlenmesi gerekir. Bu da devletlerin veya hükümetlerin kapsamlı bir eğitim planlaması ve bu eğitimleri vermesi ile gerçekleşir. Tabii sosyal medya kültür ilişkisinde yaşanan olumsuz etkiler sadece bunlarla sınırlı değil. Toplumların kendine has kültür özelliklerini taşıyan kıyafetlerin unutulması, yeni neslin sosyal medyada baskın olan diğer toplumların kültürlerini yansıtan kıyafetleri görmesi nedeni ile çeşitli olumsuzluklar meydana geliyor. Sosyal medyanın gelişmesi ile birlikte pek çok toplumun giydiği kıyafetler benzer olmaya başladı. Ayrıca yeme-içme kültürü yine sosyal medya etkisi ile birlikte olumsuz yönde değişikliklere uğramıştır. Bazı toplumların yediği yemekler veya içtiği içecekler sosyal medya ile birlikte diğer toplumlarda da yaygınlaşmasının yanı sıra sosyal medyaya özgü yemekler bile ortaya çıkmış durumda. Hatta yemeklerin sunumu bile sosyal medyaya özgü yeni akımlar sayesinde değişikliğe uğramıştır. Türkiye'den sosyal medya sayesinde tanınmaya başlanan Nusret Buna en büyük örnek. Kendisinin yapmış olduğu yemeklerin yanı sıra sunumu bile dikkat çeker durumda. Bu da Nusret'in dünya çapında ünlü bir fenomen haline gelmesini sağladı. Yine ülkemizde fenomen haline gelen CZN Burak, Tostçu Erol ve Midyeci Ahmet isimli şahıslar da yemek ve yemek sunumu kültürünün değişmesinde önayak olmuşlardır.
Geleneksel medya araçlarının eskisi gibi etkin ve yaygın olmaması sosyal medyanın önünü açmıştır. Aynı zamanda sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte bu iletişim araçları da eski etkisini kaybetmiştir. Medyanın kültür üzerindeki olumsuz etkilerini bir nebze olsa kontrol altına almak mümkün iken, sosyal medyanın hızlı ve kontrolsüz olması kültürü her geçen yıl daha da olumsuz etkilemekte. Kültürün olumsuz etkilenmesini yavaşlatmak veya azaltmak ne ölçüde olabilir sorusu cevaplanması son derece önemli. Ayrıca son zamanlarda Metaverse evreninin yaygınlaşması ise kültürü ayrı bir olumsuz etkileyeceği aşikar. Ülkemiz üzerinden örnek vermeye devam edersek eğer şu anda yaklaşık 60 milyon insan sosyal medya kullanıyor. Ve her sene bu rakamlar artmaya devam ediyor. Bu da yakın zamanda kültürün sosyal medya nedeniyle daha da olumsuz etkileneceğini en önemli işaretidir. Ayrıca yeni nesilin eski değerlere karşı ve kültürü önemseme durumunun zayıflaması da bu etkiyi hızlandıracaktır. Diğer yandan ise görselliğin önem kazandığı günümüzde yazılı ve sesli kültürün unutulması ya da değerinin anlaşılmaması durumunu da ortaya çıkarır. Sonuç olarak, sosyal medyanın kültürü olumsuz etkileri devam ederken bu yakın gelecekte daha da hızlı bir şekilde dikkat çekecek duruma geleceği görülüyor. En önemlisi de bu konuya dikkat çeken çalışmaların çok yaygın olmaması akademik çalışmaların yetersiz olması da konunun önemini küçümsenmesini sağlar.
Sosyal Medya Kültür İlişkisinde Kültürü olumlu Etkileyen Durumlar
Sosyal medyanın kültür üzerindeki etkilerinden bahsederken, genel itibari ile olumsuz yönler dikkat çekiyor. Fakat sosyal medyanın kültür üzerindeki etkileri arasında olumlu pek çok gelişmeden söz etmek mümkün. Yukarıda Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye ve Güney Kore hakkında örnekler paylaşacağımızı söylemiş ve olumsuz etkenlerde bazı örnekler paylaşmıştık. Elbette olumlu örnekler dr dikkat çekmekte. Örneğin Güney Kore kültürünün şu an sosyal medya sayesinde dünyanın pek çok ülkesinde rağbet gördüğünü söyleyebiliriz.Özellikle K-Pop kültüründen etkilenmeyen bir toplumdan bahsetmek mümkün değil. Bu, elbette sosyal medyanın yaygın olması ve bu müzik kültürünün çokça paylaşılması, dikkat çekici oluşu ile açıklanabilir. Bununla beraber, Kore filmleri ve Kore dizileri ise yine sosyal medyanın sayesinde dünya çapında bilinirlik kazandı. Sosyal medyada dilden dile dolaşan Kore dizileri sayesinde, geçtiğimiz aylarda Netflix Squad Game isimli bir dizi yayınladı ve bu dizi sosyal medyada Kore kültürünün popüler olması nedeniyle yine oldukça ses getirdi. Öte yandan ülkemizdeki sosyal medya kullanımının yoğun olması, kültürümüzü dünya çapında tanıtmamıza neden olmuştur. Yukarıda olumsuz etkilerden söz ederken Nusret örneğini vermiştik. Fakat Nusret'in Türkiye kültürünün önemli bazı unsurlarını dünya çapında sosyal medya sayesinde tanıdığı da bir gerçek. Bir sosyal medya fenomenine dönüşen Nusret, Türkiye mutfağını dünya çapında temsil ediyor diyebiliriz. Yine Türkiye'de ya da kendi ülkelerinde çok tanınan sosyal medya fenomenleri ülkemizin tarihi ve turistik mekanlarını gezerek, sosyal medyada bunları paylaşıp takipçilerinin ülkemize uğramasına ve ülkemizin kültürünü yakından tanımasına katkı sağlamakta. sosyal medyanın kültür üzerindeki en büyük olumlu etkisi baskın kültürlere karşı kültürleri her geçen gün zayıflayan ya da kaybolan toplumların kültürlerini tanıtmasına ve yeni nesile aktarmalarının kolaylaşmasını gösterebiliriz. Özellikle müzik kültürü çok zengin olan ancak bunu tanıtmakta zayıf olan bazı toplumlar, Tiktok veya benzeri sosyal medya platformları sayesinde müziklerinin daha kapsamlı bir kitleye ulaşmasını şaşkınlıkla izlemekte. Aslında yıllarca süre gelecek olan bir durum, sosyal medya sayesinde belki de aylar içinde gerçekleşebiliyor.
Sonuç olarak, sosyal medya ve kültür ilişkisini incelediğimiz zaman olumlu ve olumsuz etkilerin neredeyse başa baş gittiğini görüyoruz. Yakın gelecekte daha ne gibi etkiler görülür bilinmez ama kültür de ciddi değişiklikler olacağı kesin. Yukarıda sözünü ettiğimiz Metaverse'ün hem sosyal medyayı hem de sosyal medyanın kültür üzerindeki etkilerinde ciddi sonuçlara neden olabileceği öngörülüyor. Yine, sosyal medyanın kendi kültürünü oluşturması da farklı sonuçlara neden olabileceği söylenebilir. Ayrıca sosyal medya ve kültür ilişkisi üzerine yapılacak olan akademik çalışmalar arttıkça, daha çarpıcı sonuçlara ulaşmamız mümkün olacaktır.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz kısa bir süre sonra onaylanacaktır. Yapılan yorumun sorumluluğunu Webmgon kabul etmez.