Mazlum Günhan / 2014
Şu an yürüyorum biraz sonra başıma geleceklerden habersiz... İnsanlar nede telaşlı, bense bir o kadar rahat... Üç yıldır "Kapanıyoruz" diye iddia eden mağzanın önünden geçiyorum ve dilenci kadın her zaman ki gibi aynı noktada dilenmeye devam ediyor... Kimler dükkan açıp kapattı burada ama teyzenin işleri tıkırında. Mesaj geldi kimden acaba? "45 TL yüklerseniz 4 gün geçerli 60 TL kazanacaksınız." Aman ne güzel(!) Bir an önce eve gitsem iyi olur... Bak yine peçete satan bi çocuk ve bana doğru geliyor! Ne zaman peçete v.s satan bir çocuk görsem hep aklıma Andersen'in "Kibritçi Kız" masalı gelir. Masal diyip geçiyoruz ama bazen masallar gerçekten daha gerçek...
-Abi selpak alır mısın?
- Yok canım sağol!
-Abi lütfen...
-Hayııır...
-Abi sevgiline hediye al ya.
- :) (acaba sevgiliye alınır mı? Alınsa n'olur?
-Aşkım sana hediye aldım.
-Aaa! Ne aldın?
- Peçeteee!
-Bana peçete mi layık gördün geri zekalı...)
-Abi lütfen bir selpak al lütfeen!
-iyi tamam hadi ver bakalım.
(verdiği peçete de Selpak değil Teno ama neyse...)
-Ne kadar?
- 25 kuruş abi.
-Bozuk yokmuş be ne yapsam ki. Canım bozuk yok bende ya...
-Tamam abi o da bizden olsun.
(az önce bana zorla peçete satmaya çalışan küçük çocuk, bozuk yok deyince peçeteyi geri istemedi ya ilginç... Hemde büyümüşte küçülmüş bir tavırla üstelik. (TAMAM ABİ O DA BİZDEN OLSUN! Vay be...)
-Senin adın ne?
-Ali
-Ali al bunu!
-Ama abi kağıt para bu...
-Olsun be Ali. Ne olmuş kağıt paraysa...
Sonra ben tuhaf duygularla ali de BÜYÜK davranışıyla oradan uzaklaştık. Ben eve Ali satışa...)
0 Yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz kısa bir süre sonra onaylanacaktır. Yapılan yorumun sorumluluğunu Webmgon kabul etmez.